Kaygı Bozukluğu
Kaygı nedir ?
Kaygıyı o anda zihnimizin bir olayı veya düşünceyi tehdit olarak algılayıp bizde oluşturduğu korku ve sıkıntılı ruh hali olarak tanımlayabiliriz.
Bu uyaranlara verdiğimiz tepkiler bedenimizde kaç-saklan veya saldır gibi biyolojik değişikliklere sebep olabilmektedir. Anda yaşanan olayları tehdit olarak algılayan zihin karşılaştığı tehdit unsurlarına karşın baş etme becerilerini harekete geçirir. Bu nedenle kaygı, hayatın akışında işlevsellik göstermektedir.
Hepimiz zaman zaman krizler ve değişikliklerle karşılaşıyoruz. Önemli bir sınava girmek, hayatımızı kökten değiştirecek bir karar almak veya kalabalıklar önünde yapılması gereken bir sunum, konuşma bunlara örnek verilebilir.
Peki kaygılanınca bize neler oluyor ?
Zihin bir tehdit uyaranı algıladığı anda -bu fiziksel bir uyarılma, yaralanma, travma veya zihnimizin hayal ettiği bir uyaran olabilir- beynin amigdalası uyaranı hipotalamusa sinyal olarak iletir. Hipotalamus bu sinyali otonom sinir sistemi ile yayar ve birçok hormonu harekete geçirir. (Adrenalin vs)
Ve bu olay kaygının fiziksel semptomlarını ortaya çıkarır. Solunum hızlanır,kalp ve nabız daha hızlı atmaya başlar.
Kaygının belirtilerini fiziksel, bilişsel, duygusal olmak üzere 3 temel bileşende inceleyebiliriz.
- Duygusal belirtiler;
Heyecan, yetersizlik, korku, sinirlilik, gergin olma halidir.
- Fiziksel belirtiler;
Mide rahatsızlıkları, terleme, nefes darlığı, boğulma hissi, kas gerginliği, tuvalet ihtiyacının sıklaşması, ağız kuruluğu, kalp atış hızının artmasıdır
- Bilişsel belirtiler;
Olumsuz düşünce veya beklentiler, felaket senaryoları, dikkat problemi, aşırı düşünme, kontrolü kaybetme korkusu, başa çıkamam düşüncesidir.
- Kaygı bunun dışında farklı şekillerde de gözlemlenebilir.
-Kaygı ile birlikte Bilişsel işlevsellikte değişimler oluyorsa
-Kaygı kişinin günlük rutinlerine etki ediyorsa
-Örneğin iş hayatında başarısızlıklara yol açıyorsa
-Mevcut durum ve şartlar iyileştirilmesine rağmen kaygı devam ediyorsa
-Artık kaygı unsuru olmasa bile kişi tetikleniyor ve yoğun kaygı yaşıyorsa Uzman desteği tavsiye edilmektedir.
Kaygı Bozuklukları nelerdir ?
Kaygı şiddeti arttıkça kişinin psikolojik sağlığı farklı biçimlerde etkilenebilir. Bu durumlarda çaresizlik ve baş etmeye karşı umutsuzluk hisleri ortaya çıkabilir. Bu bozukluklara daha detaylı bakacak olursak;
- Panik Bozukluk Nedir?
kişide tekrar eden ve beklenmedik atak krizleriyle açıklanabilir.
-çarpıntı
-titreme
-soluğun daralması
-göğüs ağrısı
-baş dönmesi
-uyuşma
-kendinden kopma
-mide bulantısı
-ölüm korkusu
Atakları uzun süre devam eden kişilerde, zihin tekrar atak yaşama korkusu ile kaygıyı arttırabilir.
Kişi bu kaygı ile birlikte, kendini koruma adına davranışlarını değiştirmeye başlayabilir. Tanıdık olmayan durum ve mekanlardan kaçınma, rutinlerinden bazılarından vazgeçmek gibi. Bunun zamanla sosyal fobiye dönüşme ihtimali vardır.
- Sosyal Fobi Bozukluğu Nedir?
Birey tanımadığı kişilerle konuşmakta, sosyalleşmekte veya kalabalıkta kendini ifade etmekte güçlük yaşar.
Eleştiri almak, hata yapmak ve değerlendirilmek kişide yoğun kaygıya sebep olabilir.
Küçük düşeceğine, kalbinin kırılacağına ve dışlanacağına dair kaygılar, utanç duygusu ile birlikte kişide korkuya sebep olur.
Birey bu belirtileri göstermekten ve toplumsal olaylardan kaçınmaya başlar.
Sosyal fobi; kişinin iş hayatı, sosyal çevresi ile olan ilişkileri ve hayatta ilerleme gerektiren birçok alan olmak üzere olumsuz etkilemektedir.
- Fobi Nedir?
Fobi kaynağı herkes için değişkenlik gösterebilir.
Canlı veya cansız nesnelerden korkmak (uçak, böcek, hayvanlar, yüksekten korkmak )
Genellikle fobilerin kişinin hayatında işlevselliği etkilemediği düşünülür. Fakat bu nesneler ile yüz yüze gelmek zorunluluğu olmadan, düşünce halinde bile tetiklenen kişilerde fobiler Panik atak krizlerine sebep olabilmektedir.
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Kendini hem fiziksel hem zihinsel olarak gösterir .
Kaygı hisseden kişilerde en az altı aydan daha sıklıkla endişe yaşanıyor ve endişe kontrol edilemiyorsa destek alınması tavsiye edilir.
Yüksek endişe ve en az 3 fiziksel bulgunun varlığı klinik tanı için kriter sayılmaktadır.
Kaygı İle Baş Etmek İçin Neler Yapmalıyız?
Kişi kaygı üretmesine sebep olan durumlarda huzursuzluk hissettiği için kaçınma davranışı gösterebilir.
Ancak kaçınma davranışı durum karşısında sağlıklı bir baş etme becerisi kazanmakta engeldir.
Kaygı ile baş etmek için öncelikle kendimize sormamız gerekenler şunlardır;
-beni kaygılandıran şey nedir?
-hangi durumlarda kaygı belirtilerimi yaşıyorum? (Terleme, titreme, bulantı vs)
– O an ne düşünüyorum? Aklımdan neler geçiyor ?
Bu sorular ile kaygımız hakkında gözlem ve farkındalık sağlamaktır.
Düşünce döngünüzü sorgulamak ve düşüncelerinizi not etmek durumu kolaylaştıracaktır.
Farkındalık sağlandıktan sonra zihnimizden geçenleri doğru anlayıp bedenimizin verdiği tepkileri kontrol edebiliriz.
Kaygınızla baş etmek için onu bastırmak veya kaçarak reddetmek yerine varlığını kabul edip anlamaya çalışmak önemli bir aşamasıdır.
Kaygı İle Baş Etmek İçin Öneriler
- Düzenli olarak uygulanan mindfulness (bilinçli farkındalık) teknikleri, nefes egzersizleri, yoga, meditasyon teknikleri ile zihninizden geçenleri sakinleştirebilir ve kontrol altına alabilirsiniz. Çünkü kontrol edilemeyen durumları daha fazla kontrol etmeye çalışma çabası ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
- Biraz duraksamak anda kalmak ve zihnin sakinleşmesine izin vermek kaygı durumuna iyi gelecektir.
- Fiziksel egzersizler, doğru nefes almak ve vermek baş etme yöntemleri arasında yer almaktadır.
- Aynı zamanda düzenli beslenme ,sağlıklı bir uyku düzeni de kaygıyı düzenleme üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
- Sosyal çevreden alınan destek,
- Doğada vakit geçirmek,
- Sanatsal bir uğraş edinmek size kaygının azaltılması için yardımcı olabilir .
Baş etme becerisi kazanmak zaman, istikrar ve pratik gerektiren bir süreçtir. Tavsiye edilen yöntemleri uygulamanıza rağmen kaygınız azalmıyor ve yoğun olarak hissediliyor, rutinlerinize engel oluyorsa en kısa sürede uzman desteği tavsiye edilir.
Uzmanlarımızdan destek almak için bize ulaşın..